Çok kapılar çaldım ama sanırım en yanlışı sesin ki idi.
Açılmayacak kapıyı zorladım, içeri girmek için ne boşa
harcanan nefesler verdim ben.
Ben hiç kapı önlerinde uyuya kalmadım, açılmayan kapıların
zillerinin uğultusu olmadı kulaklarımda.
Her gün dönüp gitmek işin ayaklandım, her seferinde yenildim
ve gene kapıyı çaldım. Açılmadı.
Kölelikten bir adım öteye gitmezdi bende ki.
Direnmek alışkanlık , âmâlık ezberletilmiş gibiydi.
Her çıkıntısını ezberlemiştim artık kapının, her eşik kıpırtısı,
yürek kıpırtısına dönüşmüştü.
Kapımı aralandı yoksa?
O gıcırtı sesi miydi ?
Ve gitme vakti geldi..
bunu çok beğendim.. yakın geldi :)
YanıtlaSil