23 Eylül 2014 Salı

Düşle Bir Çocuk Hikayesi




Bir çocuk hikayesi düşle,
Arnavut kaldırımlarına eşlik eden sokak simitçilerini.
Semtin kıraathanesini önüne dökülmüş amcaları.
Komşu teyzelerinin evlerinin önüne serdiği rengarenk kilimleri.
Şakırdayan çay kaşıklarını,teyzelerin bitmeyen kahkahalarının ve sohbetlerinin eşlik eden çekirdek çitlemelerini.
Gün,akşama vurduğunda bütün sokağı aydınlatan sokak lambalarını,
Yaşayan sokakları düşle.



Düşle bir çocuk hikayesi,
Yol kenarlarında,yıkık dökük boş araziler de oynayan çocukları.
Cam gibi parlayan misketlerin yollara savrulmasını,Kız kaçıran seslerinin sessizliği deldiğini.
Yüzleri elleri çamur olan çocukların, yüzlerinin daha huzurla gülmesini.
Misketleri gibi parlayan gözlerini,gülüşlerinin kız kaçıranı bastırdığını.
Kocaman seven çocuklar onlar.



Bir çocuk hikayesi düşle.
Salçalı ekmek kıvamında gecen zamanları.
Dünyanın bir topun etrafında döndüğünü,
En tatlı meyvenin yan komşunun bahçesinde olduğunu,
Sekerken koşmayı,koşarken düşmeyi sonra durup delice ağlarken kikirdemeye başlamayı düşle.



Düşle bir çocuk hikayesi.
Anne sesinin cennetten fırlayan kuş oluşunu.
Balkondan seslenen anne seslerini,
Babanın sokak basında belirmesinin ve koşmak deme olduğunu,
Yaşayan ve hisseden çocuk hikayelerini düşle.
Belki o zaman içindeki çocuğa seslene bilirsin,düşle...


1 yorum: