25 Ağustos 2015 Salı

Trajik komik

Yenilmek bilmeyen kahramanlar vardır hani. Trajik komik hikâyelerine güldüğümüz. Kimi zaman saflıklarına ya da salaklıklarına anlam veremediğimiz gülüşler.
Aslında hepimizin kendi süreçlerimizde dibine kadar yaşadığımız trajediler var. Dışarıdan bakarken kendime güldüğüm ama içerisinde cehennemi yaşadığım.
Tekrar başa dönüp aynı yerden vurulmayı aynı yerin kabuklarını tazelemeyi başarabildiğim için bende yenilmek bilmeyen, akıllanmayı hiç öğrenemediğim tirajı komedilerim var.
Her düşmeden kendimi kaldırmayı başarmışlığım  var  ama gel gelelim hikayenin özetini alıp burada anlatılmaya çalışılan ne dendiğinde sınıfta kaldım hep. Ders çıkartmak benlik değilmiş.
Kimi zaman durup gökyüzüne bakıp bana ne anlatmak istiyorsun? O ne ise, ben alamıyorum mesajı diyorum. Cevap daha gelmedi.
Sonra hiç huzurumun kaybolduğuna git gide karamsarlığın hâkim olduğunu hissediyorum.
Neyin cabası idi her seferin de yenilirken tekrar denemek. Don kişot misali olmayana saldırmak defalarca durmak usanmak bilmeden.
Artık ne güç vardı ne da hayatta o kadar zamanım. Düzüne koymak istedikçe düzensizliğin avuçlarında istop oynuyor gibiyim.
Yorgunluğum almış giderken, adam etme debelenmesi her şeyi.
İpin uçunu kaçırsam, bıraksam ve gitse.  Her su kendi yolunu bulsa.
Bütün oluşumları kabullensem ve baş etmek yerine kendiliğinden yoluna girse.
Hayat ile benim aramdaki ilişki, Biz zombinin elindeki taze kalp misali.
Kaçınılmaz son.
Yordum ve yoruldum, sustum bazen susturdum, Ağladım da ağlattım da.
Her şeye rağmen hayatında olmasını istediğim insanlar oldu kimileri kaldı kimileri gitti.
Kalanlarla halen traji komedilere gülüyoruz. Gidenler selamettedirler herhalde.

Neyse hayat işte..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder